Atatürk’ün hayatını ingilizce işleyeceğimiz bu ünitede,dilbilgisi konusu daha önce öğrendiğimiz “Simple Past Tense” yani geçmiş zaman.
Kısaca tekrarlayalım;
Geçmiş zaman isim cümleleri; to be ( WAS / WERE ) fiili
I was a student last year. (Geçen sene bit öğrenciydim)
We were in İzmir during summer holiday. (Yaz tatili boyunca biz tatildeydik)
We were in İzmir during summer holiday. (Yaz tatili boyunca biz tatildeydik)
Geçmiş zaman fiil cümleleri;
1. Basit geçmiş zaman (Simple Past Tense), Verb 2 (fiillerin ikinci halleri)
Olumlu: I watched TV last night. (Ben geçen gece TV seyrettim)
Olumsuz: I didn’t watch TV last night. (Ben geçen gece TV seyretmedim)
Soru: Did you watch TV last night? (Sen geçen gece TV seyrettin mi?)
Olumsuz: I didn’t watch TV last night. (Ben geçen gece TV seyretmedim)
Soru: Did you watch TV last night? (Sen geçen gece TV seyrettin mi?)
2. Geçmişte devam eden zaman (Past Continous) –yordu (was/were –ing) eki
He was studying maths last night. (O geçen gece matematik çalışıyordu)
They were listening to music at seven o clock. (Onlar saat yedide müzik dinliyordu.)
They were listening to music at seven o clock. (Onlar saat yedide müzik dinliyordu.)
Prepositions of Time
Zaman ön ekleri
at
at seven o’clock (saat yedide)
on
on Monday (Pazartesi günü)
on November 10 (10 kasımda)
on 10th november (kasımın 10’unda)
on November 10 (10 kasımda)
on 10th november (kasımın 10’unda)
in
in the morning (sabahleyin)
in May (Mayıs ayında)
in 1995 (1995’te)
in May (Mayıs ayında)
in 1995 (1995’te)
during
during the holiday (tatil boyunca)
during the holiday (tatil boyunca)
Bu ünitede bol bol tarih göreceğimiz için şimdide tarihlerin okunuşlarına bakalım.
Tarih okunuşlarındaki diğer önemli nokta ise sıralama sayılarının söylenişleri.
Ünite kelimeleri :
allies | müttefik kuvvetleri | graduate | mezun olmak | |||||
appoint | atamak | grave | mezar | |||||
armistice | ateşkes, mütareke | harmony | uyum, ahenk | |||||
army | ordu | independence | bağımsızlık | |||||
attack | saldırı, hücum | issue | yayınlamak | |||||
attend | katılmak, hazır bulunmak | justice | adalet | |||||
battle | savaş, muharebe | nation | ulus | |||||
battleground | savaş alanı | occupy | işgal etmek | |||||
calm | sakin | occupying powers | işgal kuvvetleri | |||||
campaign | sefer | officer | memur, subay | |||||
chairman | başkan, oturum başkanı | peace | barış | |||||
commander | komutan | peace treaty | barış antlaşması | |||||
complete | tamamlamak | pressurize | baskı yapmak | |||||
convene | toplantıya çağırmak | rank | rütbe, sıralamak | |||||
defeat | yenmek, mağlup etmek | reform | reform, yenilik | |||||
defend | savunmak, korumak | resistance | direnç, karşı gelme | |||||
determine | belirlemek, kararlaştırmak | respect | saygı duymak | |||||
embark on | e başlamak, girişmek | sign | imzalamak | |||||
emerge | ortaya çıkmak, doğmak | soldier | asker | |||||
enroll | kaydolmak, askere almak | spread | yayılmak | |||||
fight | savaşmak, dövüşmek | staff captain | kurmay subay | |||||
force | kuvvet, mecbur etmek | statesman | devlet adamı | |||||
founder | kurucu | troop | bölük, asker | |||||
freedom | özgürlük | veteran | gazi | |||||
gain | kazanmak | victory | zafer | |||||
withdraw | geri çekilmek |
0 yorum